15 Aralık 2010 Çarşamba

17.08


Seni ölümsüz kılan ruhun değil, duaların değil, Tanrı’n hiç değil.

Kelimelerin, hatıraların, dostların, değil; çocukların değil. Seni ölümsüz kılan şarkılar değil, kıyafetlerin değil, kokun değil. Bir kadeh sek votka mı? Asla! Seni ölümsüz kılan bir çift küpe, bir gümüş kolye değil, vücudumdaki bir yara izi olması mümkün değil. Bir manzara değil seni ölümsüz kılan, bir ağaca kazıdığın adın, yürüdüğün yollar, oturduğun koltuk, yattığın mezar değil. Mezarının üstünde açan çiçek değil, onu oraya diken adam, su veren eller değil! O mermerdeki siyah mürekkep deği

l!

Seni ölümsüz kılan benim be kadın benim!


Vura vura duvarları

kırmızıya boyadığım kafamın içindeki beynim seni ölümsüz kılan! Hamur gibi yoğurduğun düşüncelerim seni ölümsüz kılan! Bitiremediğim kanımı pompalayan kalbim! İlk defa ikisi bir konuda uzlaştı net: “Sen ölemezsin...". Ne varsa senin öldüğüne delalet, onun düşmanıdır benim beynim; sınırlar koyar, almaz onları içeri. Kafatasım bunun için var. Bunu sen de böyle kabullensen iyi olur, seni ölümsüz kılan benim ve sen beni öldürmeden ölemezsin!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder