29 Temmuz 2010 Perşembe

Al Capone

Yeni sahibinin "mafioso" diye bahsettiği bir kerata bu. Adını da zaten potansiyel suça meylinden, saman altından su yurutmesinden alıyor. Batım içinde kardeşlerini yara yara alttan alta ilerleyip canı hangi memeden sut emmek isterse ona ulaşan bir erkek yavruydu Al Capone. Biraz da zarar vermeye meyilli karakterinden, iletişim yolu olarak ilk önce "dişlerini" kullanmasından bu adı sonuna dek hak ediyordu.

Erdal Bey sert mizaçlı iri bir erkek yavru istemişti. Erkek yavrularımın içinde ona en uygunu oydu bana göre. Ağırlık olarak Apollon ile başa baş gidiyorlardı. Enerji seviyesi en tepede, en inatçı, prey drive'ı en yuksek erkek yine oydu. Onlar için önerim, şuphesiz Al Capone olacaktı.



Gulnara Hanım, batımı ve Vesta'yı görmeye geldiğinde kafesten fırlayıp onun kucağına hoplayan tabii ki Al Capone olmuştu. Gul Hanım bir sure Apollon ile Capone arasında tereddut etti. Apollon ise yan gelip yatmayı pek seven bir yavrumuzdu. Ondan daha sonra bahsedeceğim. Bir önceki Dobermannları, çok sevdikleri Ivan'a benzetmişti çunku Gul Hanım Apollon'un gözlerini. Fakat benim yönlendirmelerim doğrultusunda Al Capone'un isteklerine daha çok cevap vereceğine inanıp Al Capone'da karar kıldılar.

Al Capone bir muddet daha annesini emdi, kardeşleriyle birlikte vakit geçirdi; tabiri caizse teror estirdi. Sahiplendirmeye 1 hafta kala Al Capone'la özel olarak ilgilenmeye başladım ve ısırma, havlama, kucağa atlama gibi terorize faaliyetlerinin önune geçtim. Gul Hanım'a teslim ettiğimde çok daha mulayim bir mafya babamız olmuştu.

Hiç tereddut etmeden sahiplendirdim onu da. Her gun sporunu yapıyor; yeni evinde bir miktar ısırma, havlama gibi suçlar işleyerek potansiyel mafyalığını konuşturmaya, ipleri yeniden eline almaya çalışıyor. 2.5 aylık ağırlığı 11 kg 300 gr. İlerde ne olacak; göreceğiz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder