Tabii ben öyle zannediyorum. Daha pc'yi açalı 10 dk olmadı ki, çok sevgili titiz babam "Aaa bu doğurmuş, Oktaaaayyy" diye ses etti bana. Normalde 8 mayıs'ta bekliyordum doğumu. Her bokta olduğu gibi, yapılacak bir suru işi son gunlere bırakmıştım yine; ki çok sevgili kızım içindeki piranalardan sıkılmış olacak, pırtlatmış hemen birini. Babamın titizliğini niye söyledim, daha bana seslenmeden evvel eline viledayı almış gelmiş, odanın ortasındaki suyu silmeye kalkıyor. "Höt" dedim; çık dışarı!

İkinci yavru, uçuncu yavru, çatır çatır doğurmaya başladı. Ortalama 30 dk bekleyip, 2 tane arka arkaya çıkarıyo hatun. İkinciden itibaren, uzerindeki o stres gitmişti bile. Sanki kırk yıllık ebe gibi yapması gerekenleri sakince, harfiyen yapıyordu. Ki biz buna içgudu diyoruz.
Her yavru doğduğunda, msn'den erkek-kız-erkek diye anlatıyorum insanlara. Bu bağlamda en çok Fulden'in kafasını şişirmiş olabilirim; olsun. Ben sakin olduğumu falan sanıyordum; ama öyle değilmişim, daha sonra hakkımda girdiği entry'den bunu anladım. Doğum, muthiş bir şey... Aman doğurtma, diye kafamı siken kimseyi iyi anmıyorum. Daha önce de birkaç doğuma tanıklık ettim; evet riskli bir olay; kabul. Ama ben Vesta kadar kolay doğum yapan bir köpek daha görmedim. Sanırım bunda, kendisine sahip olduğum gunden beri (43 gunluktu), kendisini at gibi koşturmamın, fit ve dinç bir vucuda sahip olmasının buyuk etkisi vardı. 30 dk ila 45 dk arasında ikişer ikişer çıkardı bebeleri, yattığı yerden, neredeyse hiç inlemeden, zorlanmadan. Yemin ediyorum kakasını yaparken daha çok zorlanıyor bu hayvan. Sadece tek bir yavrum ters ve plesentası yırtık bir şekilde çıktı rahimden; ona elimin ucuyla mudahale ettim ki; aslında ona bile gerek olmadan çıkartırdı onu da. Yaşadığım en buyuk terslik yavrunun 1 tanesinin ters gelmesiydi. tabii o an korkuyor insan; ya ölurse, ya yaşamazsa... diye milyon soru geliyor insanın aklına. Ama 5 dk sonra diğer yavrulardan hiçbir farkı olmadan memeye yapıştığında derin bir ohh çekiyorsunuz...
Öğleden önce 11 gibi başlayan doğum; öğleden sonra 5 gibi sona erdi. Veterinerimiz gelip Vesta'yı ve yavruları şöyle 1 mt. mesafeden kontrol etti, her şey on numara, dedi, gitti. Önumuzdeki 50 gunumun uykusuz geçeceğini nerden bileydim ben :)
İri ırklarda bilhassa ilk doğumlarda gerek annenin boyutları ve tecrubesizliği, gerek yavru sayısının fazla olması nedeniyle anne altında kalarak ezilmeler olabiliyormuş; ki bunu Vesta'dan bir hafta sonra doğan Rasha'nın yavrularından 3 tanesinin ölduğunu duyunca daha iyi anladık. Yavru sayısı fazla, bir tane yavru abuk subuk bir yere sıkışıyor ve basıyor çığlığı... Bunun uzerine anne hopluyor yerinden, o hoplayınca tum yavrular yaygaraya başlıyorlar, hayvan bi ona bi ona derken kafayı yiyor. İşte bu esnada gerçekten de ustunde basıp ya da yatıp öldurebilir bir yavruyu. Ben bu noktada her seferinde devreye girdim, hiç riske atmadan ilk 2 gun boyunca yavruların selametlerini sağladım. Hani sanıyorum ki ilk 3-5 gun geçsin; sonra uyurum gece filan... Hepsi hayalden ibaretmiş meğer...
3. gun yavruların kuyruklarını aldılar. Çok temiz, çok başarılı geçti. Lakin 2 gece daha sıfır uykuyla durdum, bir terslik çıkmasın diye. İşin özu, ilk 96 saat gözumu bile kırpmadım resmen.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder